BARIŞ ELÇİLERİNİ RAHMETLE ANIYORUZ
Acı bir kaza sonucu aramızdan ayrılışlarının üzerinden tam dört yıl geçti dört barış elçilerini kaybedişimizin üzerinden. Hala gülen yüzleri ile gözümüzün önündeler. Keşkeleri geride bıraktı artık. Keşke olmasaydı ama bu dilek ne yazık ki tutmadı ve olan oldu. Bir mayın onları aramızdan alıp götürdü. Hem de daha onlardan beklediğimiz umudumuz gerçekleşmeden.
Ancak fiziki olarak aramızdan ayrılmış olmaları onları unuttuğumuz anlamına elbette gelmiyor. Her 31 Temmuzu 1 Ağustosa bağlayan gece onları hatırlıyoruz ve rahmetle anıyoruz.
Salih, Sadi, Sofi ve Sedat unutmadığımız barış elçilerimiz, sizler hala beş yıl öncesi gibi seviyor ve sayıyoruz. Sizleri rahmetle anıyoruz.
Bugün saat 17.30’da yine dostları olarak Belediye önünde toplanarak mezarlarını ziyaret edeceğiz. Fatihalarımızı okuyup onları anacağız. Unutmadığımızı, unutmayacağımız hatırlatacağız. Sonra Salih Özdemir parkının açılışı yapılacak. Onlar bu kentte isimleri ile hep yaşayacaklar. Caddelerimizde, Anıtlarımızda, parklarımızda onları hatırlayacağız. Sevgili dostlar ruhunuz şad olsun. Gözünüz arkada kalmasın. Bıraktığınız yerden bayraklarımız dalgalanmaya devam ediyor. Barış mücadelesi istediğiniz şekliyle yürütülüyor.
ÖĞRENEMEYİNCE BOĞULUYORUZ
Ramazan bayramı yine hüzne dönüştü. Trafik kazaları ve boğulmalar yüzünden yine can kayıpları yaşandı. Tamamı genç ve çocuklardan oluşan en az yedi can kaybettik bu bayram. Hepsi de boğulma.
Peki neden?
Çünkü çocuklarımız yüzme bilmiyor ve yüzme öğretmek için de yeterli çabayı göstermiyoruz. Her sene özellikle yaz aylarında onlarca can kaybına rağmen yüzme öğrenmek ve öğretmek için yeterli çabayı gösteremiyoruz.
Denilecek ki kurslar var.
Evet biliyoruz. Kurslar var. Hem Belediye tarafından hem de Gençlik Hizmetleri ve spor il Müdürlüğü tarafından yüzme başta olmak üzere birçok alanda kurslar açılıyor ama hem kapasite yetersizliğinden hem de velilerin duyarsızlığından dolayı bu alanda yeterli eğitime sahip olamıyoruz. Olamayınca da her yıl onlarca acı haber okuyoruz. Bu konuda son haber kozluk yakıtlıdan geldi. Beş kız çocuğu birbirlerini kurtarmak için çırpınırken birbirlerini boğdu. Yüzme bilseydiler, yüzmeyi öğretebilseydik, boğulmalar, gölet, kuyu gibi yerlerin tehlikelerini yeterince anlatabilseydik belki de bugün yaşıyor olacaklardı. Bu nedenle herkesi bu konuda duyarlılığa çağırıyoruz. Çocukları yüzme konusunda bilinçlendirelim. Ne onlar hayatlarını kaybetsin ne de biz bu acıları yaşayalım.
SURİYELİLER DEĞİL AKRABALARIMIZ
 Sevgili okurlar son zamanlarda meydana gelen münferit bazı nedenlerden dolayı bir takım sıkıntıların yaşandığını görüyoruz. Konular dikkate alınmayacak konular olsa da bazı hassasiyetleri dikkate almak lazım. Çünkü insanlar yaşadıkların sorunlardan dolayı daha hassaslaşmakta ve pireyi deve yapmaktan çekinmemektedirler.
Suriye’deki iç savaş nedeniyle sınırı aşarak ülkemize, bölgemize, ilimize gelen Suriyeliler var. Bunların bir kısmı Arap, bir kısmı Türkmen ve bir kısmı da Kürt kökenli. Ancak bu insanları değerlendirirken ön planda tutmamız gereken kökenlerinden ziyade bu insanların mağduriyetleridir. Mağdur oldukları için bize sığındıklarını aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Onlar söylediğimiz her kelimenin iyi düşünülmesi gerekiyor. Çünkü en ufak bir imadan bile gocundukları anlaşılıyor. Hassa oldukları içinde yakınırken bile sınır tanımaz hale gelebiliyorlar. Daha çok duyguları ile hareket ediyorlar. Bizim gibi düşünmeseler de bizim gibi algılamasalar da onlar akrabalarımız ve onlara sahip çıkmamız gerekiyor. Kendi iç sorunlarını aktarırken abartsalar bile onları gücendirmemeye özen göstermeliyiz.