Her ne kadar son yıllarda sağlık ve eğitim gibi alanlarda gelişim gösterse de Batman, çelişkilerle dolu bir kent…
 
Özellikle inşaat sektörünün hızla büyüdüğü petrolkentinde yeni inşa edilen konutlar 300-400 bin TL’den alıcı buluyor. Konut fiyatları kadar lüks otomobil çılgınlığı da dikkat çekici ayrı bir unsur.
 
Bu verilere bakıldığında ‘zengin kent’ profili çizilse de madalyonun öteki yüzündeki işsizlik oranı ve açlık sınırındaki insanların sayısı, büyük bir çelişkiyi gözler önüne seriyor…
 
Geride bıraktığımız Ramazan ayında bir ekmek için uzun kuyruklar oluşturan genç-yaşlısı ile semt pazarlarında iftarlık atık sebze-meyve toplayan
kadınların görüntüsü hala belleklerde.
 
Kentin göbeğinde bu dramlar yaşanırken, kurum-kuruluşların modern mekanlarda şatafatlı iftar yemekleri tek kelimeyle sırıttı…
 
Yerelde bu sıkıntılar yetmiyormuş gibi Türkiye İstatistik Kurumu’nun yeni verilerine göre yüzde 23.5’lik oranla ‘işsiz kenti’ ünvanına da sahip olduk. Bir bakıma bu veriler çelişkiler kenti olduğumuzu belgeler cinsten.
 
Yukarıda karamsar bir tablo çizdiğimin farkındayım ama sonuç itibariyle yaşananları dillendiriyorum.
 
Peki memlekette tüm bunlar yaşanırken kentin idaresinde söz sahibi olan makamlar ne yapıyor?
 
İşsizliğin ve yoksulluğun önüne geçebilmek için stratejik planı var mı ilgili kurumların?
 
Bu sorulara gerçekçi bir ‘evet’ yanıtı verilemez. Günü kurtarmak için bazı yardım ve destekler sağlanıyor ama köklü çözüm namına icraatları görmek mümkün değil.
 
AÇLIK SINIRINDA 5 BİN AİLE
Batman’da yoksulluk, gerçekten de ciddi boyutlarda. Kentte üç yıl önce kurulan Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği yaptığı araştırmalarla açlık sınırında olan 3 bin civarında aileyi tespit etmişti… Bu rakam o günden bugüne artıyor.
 
Gıda Bankası, açlık sınırındaki sadece 400 ailenin ihtiyacını karşılayabiliyor. Nitekim, Ramazan ayında 500 aile daha talepte bulununca gıda bankası önünde yürek burkan görüntüler oluşmuştu.
 
İŞ GÜCÜ VAR AMA
Türkiye’nin en genç nüfusuna sahip illerin başında olmamıza rağmen istihdam alanlarının yok denecek kadar az olması birçok sosyal yarayı da beraberinde getiriyor.
 
Genelde siyasi ve idareciler, Batman Organize Sanayi Bölgesi’yle övünür durur. Ancak övünecek bir tabloyu gördüğümüzü söyleyemeyiz. Çünkü kağıt üzerindeki fabrikalarla yatırımdan/yatırımcıdan söz ediliyor.
 
Evet, özellikle çözüm süreciyle birlikte yatırımcıların bölgeye ilgi gösterdiği doğru ama Batman’ın bu pastadan istenilen payı aldığı söylenemez.
 
Sözün özü; Batman petrolüyle, tarihiyle girişimci gençleriyle ve aydınlarıyla daha iyi noktalarda olabilir.
 
Bölgemizde ve Ortadoğu’da kanın ve gözyaşının akmadığı bayramlar dileğiyle.