Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye cumhuriyetinin kurulmasında yer almış ve ülkeyi çok partili siyasal zemine taşımış olan bir partidir. Bunları gerçekleştirirken de uzun bir süre tek parti ve tekçi zihniyetin temsilcisi olmuş bu nedenle de dünyanın eleştirisini yemiştir. Demokratik açılım ve cumhuriyet rejimi uygulamaları nedeniyle de baskıcı politikaların uygulandığı dönemlerin iktidarı olarak eleştirilere maruz kalmıştır. Bu eleştirilerin büyük kısmı haklıdır. Ancak bazı eleştirilerin ideolojik ve rejim türü kaynaklı olduğunu da unutmamak gerekiyor. Geçmişin özlemini çekenler ile çağdaş dünya normlarını isteyenlerin çatışması olarak da algılanabilen süreçlerden bahsediyoruz.

CHP sol veya sosyal demokrat bir parti iddiasında olmasına rağmen özellikle Kürt sorununda takındığı tavırlar nedeniyle Kürt seçmen tarafından kırmızı kart görmüş bir siyasal partidir. Çünkü ilkesel olarak savunmak zorunda olduğu özgürlükçü anlayışları Kürt meselesinde milliyetçi veya ulusalcı bir konuma evirilmektedir. Bu nedenle de güven vermemektedir.

Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi bu parti kendini dönüştürüp evrensel ilkeler ve özgürlüklerin savunucusu olmadığı ve Kürt meselesinde doğru ve haklı tarafta olmadığı sürece istediği konuma varmakta sıkıntı yaşayacaktır. Bu dönüşüm çabalarını kısmi olarak Kılıçdaroğlu’nun çabalarında görmekteyiz. Ancak buna başarabilecek mi bekleyip seyretmek gerekiyor. Şimdi gelelim açıkladıkları 14 ilkelerine…

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından açıklanan 14 ilke şöyle;

“14 temel ilkemiz var: 

1 - Hukukun üstünlüğü: Vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamalıyız. Yargının bağımsız ve tarafsız olmasını sağlamalıyız. Şu anlayışla kurulan bir 
HSYK'yı kabul etmiyoruz. 

2 - 
12 Eylül darbe hukukundan Türkiye'nin arındırılması: Yüzde 10 seçim barajı... Darbeciler getirdi bunu. Biz darbeye karşıyız diyenler bunun arkasında kapı gibi durdular. Darbe hukuku karşısında duran tek parti CHP oldu. YÖK kurumunun kalkması, lider sultasının kalkması lazım. 

3 - Siyasi ahlak yasası: Siyasetin kirlilikten arınması lazım

4 - Refahın tabana yayılması: 
Asgari ücret 1500 lira olmazsa olmazımız. Taşeron sisteminin kaldırılması, herkese kadro verilmesi olmazsa olmazımız. Bunlar güçlü sosyal devletin temel taşlarıdır. 

5 - Bu ülkenin cumhurbaşkanı anayasal sınırlar içine çekilmek zorundadır: Cumhurbaşkanı sabah akşam konuşmaz 

6 - Örtülü ödenek olmaz

7 - Yeniden sıfırdan tutarlı bir dış politika. Barışı savunuyoruz. Sizin yalnızlığınız değerli bir yalnızlık falan değil. Siz kendi kendinize bir değer vermişsiniz. Değeri başka bir ülkenin size vermesi lazım. Dış politikada duvara dayandık. 
Mısır'la, Libya ile bütün Ortadoğu ile ilişkilerimizi düzeltmek zorundayız. Bu Türkiye için değil Ortadoğu için de önemli. Merkez Türkiye Projesi bölgeye barışgetirecektir. Projenin kaybedeni yoktur. Kazanan herkestir. 

8 - Bu ülkenin gençliği siyasetçilerden çok çekti. Yanlış siyasi politikalar nedeniyle bedel ödedi. Hala gençleri potansiyel suçlu olarak görüyorlar. Her gencimiz başımızın tacıdır. Onlar bizim umudumuzdur. Onları potansiyel suçlu olarak gören siyasi anlayışı kabul etmiyoruz. Gençler 
nerede eğlenecek, enerjilerini nerede boşaltacak? Gençlerden korkan bir siyasi anlayış olur mu? Onların umutları vardır. Gençlerin en büyük özellikleri, kendilerini değil toplumu ve dünyayı düşünürler. 

9 - Yasakçı bir devlet anlayışını kabul etmiyoruz. İnterneti niye yasaklıyorsun. Şunu bunu niye yasaklıyorsun? 12 Eylül ve 12 Mart yasaklarından Türkiye ne kazandı? Kimsenin 
yaşam tarzı dolayısıyla suçlanmadığı bir Türkiye istiyoruz. Son 13 yılda çıkan tüm yasakçı düzenlemelerin ortadan kalkmasını istiyoruz.

10 - Özgür 
medya istiyoruz. Tutuklu gazeteci istemiyoruz, gözaltına alınan gazeteci istemiyoruz. Gazeteci kalemini alıp özgürce yazmalı, siyasetçi de bundan ders almalı. Medya özgür değilse halk da özgür değildir. TRT benim vergilerimle iktidar borazanlığı yapıyor. Bunu istemiyoruz. İktidarda biz bile olsak TRT'nin bizim borazanımız olmasını istemiyoruz. Etik değerleri yüksek bir medya istiyoruz. Hele hele havuz medyası ve onu besleyen havuz medyası... 

11 - 
Vergi denetimi siyasal araç olarak kullanılmamalı. Bunu ben iş dünyasına söylüyorum. Sizin ne kadar zorda olduğunuzu gayet iyi biliyorum. Güçlü bir hükümet istediğinizi de biliyorum. Ama bizim ilkemiz, vergi denetiminin bir sopa gibi siyasal iktidarın elinde olmamasıdır. Çocuk bile doğduğu andan itibaren vergi ödüyor. Ben vergi veriyorsam bunu harcayan iktidar bunun hesabını vermeli. Benim ödediğim vergiyi nereye harcadın arkadaş. 

12 - TBMM'de 'Kesin Hesap Komisyonu' kurulacak. Bütçeden nerelere 
para harcandığını bu komisyon tespit edecek. Başkanı da ana muhalefet olacak. Şeffaf yönetim istiyoruz

13- Özgürlükçü demokratik 
anayasa

14 - Hiçbir 
yolsuzluk dosyası asla kapatılmayacak. Yolsuzluk dosyaları kapatılıyorsa parlamento itibar kaybeder. Yolsuzlukları örten bir kurum olarak algılanır. 

Kılıçdaroğlu; “Biz bunları yapabilirsek saygınlık kazanırız, yalnızlaşmayız. Dünya itibar eder, sözü dinlenen bir ülke oluruz. Sorunları çözen bir Türkiye haline geliriz” diyor.

Görüldüğü gibi bir iki konu dışında ana meselelere yine teğet geçilmiş. Kürt meselesinde yine genelin içinde eritme politikası ve yine örtülü çözüm odaklanması.Bu yeterli değil.Daha somut ve net ifadeler kullanılırsa durum daha anlaşılır olacaktır.CHP yöneticilerine duyurulur.