Malum Kürt sorununda yıllarca süren çatışmalı ortamlardan sonra sonunda bir anlaşma sağlanma ortamı için zemin hazırlanmış oldu ve büyük bir umutla süreç işlemeye devam ediyor. Yıllarca süren çatışmalı durum sonunda muhataplık meselesi çözüldü ve sorunun sağlıklı bir şekilde çözümlenmesi için müzakere sürecine geçiş çalışmaları devam ediyor. Her iki taraftan da Eylül ayı sonu itibariyle çözümün yol haritasının ortaya çıkacağı ve gerekli adımların son hızla atılacağı açıklamaları geldi.

Ancak!

Son İmralı görüşmelerinden gelen açıklamaya rağmen bazı pratik adımları insanı kuşkuya düşürmeye yetip artırıyor.

Barajlara ve şantiyelere yönelik girişimler,Lice’de şehitliğe dikilen Mahsum Korkmaz heykeli,Diyarbakır’da yapılan uyuşturucu araması ve kimlik kontrolleri Çözüm sürecinin yol haritası ile çelişkili bir durumu ortaya koyuyor. Buna karşılık son zamanlarda haberlere yansıyan operasyon haberlerini ve zaman zaman kurulan pusularda PKK’lıların yaşamlarını yitirmesini ve her eylemden sonra hedef gözetilerek yapılan saldırılar ve adam öldürmeler i de bu halkalara eklemek gerekiyor.

Bu durumda sorulması gereken soru belli. Ve biz de soralım; Çözüm sürecinin işleyişinde ve gelişmelerinden bir rahatsızlık mı var? Rahatsızlık varsa kimler rahatsızlık duyuyor ve istekleri neler?

Sanırız durumdan etkilenen yurttaşlar olarak bunu bilmeye hakkımız var. Çünkü 10 Ağustos seçimlerinde ortaya çıkan tablo da göstermektedir ki insanlar çözüm sürecinin sürdürülmesinden yana tavır alıyorlar ve bu adımlar destek görüyor. Bunu hem AKP’nin aldığı oylardan hem HDP’nin sağladığı başarıdan görmek mümkün.

Hal böyle iken beklenmedik zamanlarda beklenmedik hareketler ve adımlar atarak, operasyonlar düzenleyerek ortalığı vaveylaya vermenin getirisinin ve götürüsünün ne kadar düşünüldüğü de merak konusu. Bundan bir süre önce Lice ve civarındaki gelişmeleri hatırlayalım. Yolların kapatılması, kazılması, çatışmalar, adam kaçırma ve serbest bırakmalar dahil bir dizi olay yaşanmıştı. Ardından ölümle sonuçlanan saldırılar. Sonuçta İmralıdan gelen talimatla ve öneriler doğrultusunda bu yol kapatma meselesi kapatılmış Bingöl yolu trafiğe açılmıştı. Ancak gelen haberlerden anlaşıldığı kadarıyla bu yol yine zaman zaman kapatılmakta ve ulaşım başka yollardan sürdürülmektedir.

Haklı tepkilerin normal yollarla ortaya konması konusunda kimsenin bir itirazı olmaz, olamaz. Ancak kamuoyunun anlamakta zorluk çektiği eylemlerle veya hareketlerle ortaya çıkmanın altında yatan realitenin yurttaşlarla paylaşılmasında fayda görülmektedir. Çünkü anlaşılmayan ve süreçle çelişen eylem ve hareketlerin farklı algılanması da mümkün. Her atılan yanlış adamın İmralıdan gelen uyarı ile geri alınmasının artık kabul edilebilirliği konusunda da sıkıntıların yaşandığını hatırlatmak gerekiyor.

Herkes neyi, ne zaman ve ne şekilde yaparsa zarardan çok yarar getireceğini iyi hesaplamak durumunda. Yoksa bu uyarılar gelmeye devam eder. Sonuçta yapılan eylemler haklı gerekçelere dayansa bile zaman içerisinde anlamsızlaşır ve istenilen etkiyi yaratmamaya başlar. Bundan daha farklı algısı ise çözüm sürecinin sabote edilmesi olarak ortaya çıkar. Sanırım kimsenin bir çuval inciri berbat etmek gibi bir niyeti olmaz.

Çünkü Rojavadaki durum, Başurdaki durum ve Şengaldeki çatışmalı ortamın yaralarının sarılmaya çalışıldığı bir dönemde ve Kürtlerin ortak çıkarları bu kadar tartışılıyorken şantiye baskınları, yol kapatmalar, Asayiş ve uyuşturucu operasyonları düzenlemek, Heykel dikmek gibi adımların zamanlamasının düşündürücü olduğunu belirtmek gerekiyor. Çünkü bu adamlar aynı zamanda saldırılara da zemin hazırlamakta ve operasyonlara neden olmaktadır. Hele çözüm sürecinin yol haritasının Eylül ayı sonuna kadar netleştirileceği resmen açıklanmışken çatışmalar yaratmanın ne anlama geldiğinin de düşünülmesi gerekir.

Biz olup biteni anlamakta zorluk çektik anlayan birileri varsa bize de anlatırsa büyük bir memnuniyet duyarız. Çünkü ortaya çıkan tablo iç açıcı değil.