Bu güne kadar dindar insan lafını duymuştuk lakin dindar anayasa kavramı ile sayın meclis başkanımız İsmail Kahraman’ın söylemi ile karşılaşmış olduk. Sayın Kahraman Laik ve demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin milli iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisinin başkanı.

Ülkemizin yeni Anayasasının hazırlıkları tartışmaları yaşanırken konu ile ilgili bir konferansta konuşan Sayın Kahraman; bir konuştu pir konuştu!

Konuşmaları ile ilgili haberi aktaralım:

Meclis Başkanı İsmail Kahraman, İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği AY-BİR'in düzenlediği "Yeni Türkiye Konferansları”nın altıncısında, "Yeni Türkiye ve Yeni Anayasa" konulu konferans verdi. Meclis Başkanı, burada yaptığı konuşmada, "Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır." dedi.
TBMM Başkanı 
İsmail Kahraman, devlet ve millet kaynaşması gerektiğini vurgulayarak, "Önce insan. Yeni Anayasa önce insan demelidir. Devlet insanın hizmetinde, vatandaşının hizmetindeki bir örgüt olmalıdır. Bizde tersine, devleti koruyan, ferdi ise hizmet ettiren noktada olan anayasalar olmuştur" dedi.
1982 Anayasası'nın herhangi bir yerinde Allah lafzının geçmediğini belirten Kahraman, şöyle devam etti:"Ama Anayasa inanca göre tasnif edildiğinde, bu 82 Anayasası da, 61 Anayasası da dindar anayasalardır. Neden? Resmi tatiller, 
Kurban BayramıRamazan Bayramı'dır. Din dersleri mecburidir ve inanca dayalı bir yapısı vardır. Yani seküler değildir, dindar anayasadır. Laiklik tarifi de ona göre olmalıdır. Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır. Dünyada üç anayasada laiklik var. Fransa, İrlanda, bir de Türkiye'de var. Tarifi de yok. İsteyen, istediği gibi bunu yorumluyor. Böyle bir şey olmamalıdır.Dindar anayasa meselesinden anayasamızın kaçınmaması lazım. Dini olarak bahsetmesi lazım."
Bazı ülkelerdeki anayasalarda dini ibarelerin bulunduğunu söyleyen ve örnekler gösteren Kahraman, "Peki niye biz Müslüman bir ülke olarak, dinden kendimizi arındırma, geri çekme durumunda olacağız? Niye? İslam İşbirliği Örgütü'ne kayıtlıyız, üyesiyiz, kurucusuyuz. 
İslam Kalkınma Bankası'nda varız. Bir İslam ülkesiyiz. Nedir yani? Neden? Ladinilik olmamalı yeni anayasada ve dindar bir anayasa olmalı" dedi.”

Bu açıklamalardan sonra beklenen oldu ve eleştiriler yağmaya başladı. Eleştiriler üzerine AKP Anayasa komisyonu başkanı Mustafa Şentop yeni anayasa tekliflerinde laikliğin bulunduğunu açıkladı ardından da sayın Kahramandan açıklama geldi.

"laiklik" ile ilgili tartışma yaratan sözlerine açıklık getiren TBMM başkanı açıklamasında; "şahsi düşüncelerini" ifade ettiğini belirtti ve  "Laikliğin tarifi ve tatbikatı yeni anayasada olmalı" diye konuştu."Bu kavram siyasi hayatımızda ve yargısal uygulamalarda bireysel ve toplumsal hak ve özgürlükleri sınırlayıcı, yok edici bir araç olarak kullanılmıştır ve ciddi mağduriyetlere yol açmıştır" diyen Meclis Başkanı: "Bu haksızlıkların en temel sebebi laiklik kavramının tanımının yapılmamış olmasıdır. Laikliğin farklı inanç gruplarına sağladığı hürriyetlerin mevzuatta yer bulması, devlet ve milleti karşı karşıya getirmeyen bir laikliğin tarifi ve tatbikatı yeni anayasada olmalıdır" dedi.

Bu tartışmalardan çıkarmamız gereken hususlara gelince;

 Birincisi uzun bir süredir Türkiye’de laiklik meselesi bilinçli olarak tartıştırılmaktadır. Bu bir tanımlamadan çok sistem değişikliğinin altyapısı oluşturma çabaları olarak da okunabilir.

 İkincisi sayın kahramanın düşüncelerini düşünce özgürlüğü çerçevesinde değerlendirebiliriz. Kendisinin de belirttiği gibi şahsi düşünceleri (!)bu yönde buna saygı duymak lazım.

Üçüncüsü islam ülkeleri içerisinde demokratik ve laik yapısı ile farklılık yaratan ve hızla gelişen Türkiyenin rejim ve sistem değişikliği ile “islam devletine” dönüştürülmesi fikrinin ülkeye yarar mı zarar mı getireceğini iyi hesaplamak gerekiyor.

Dördüncüsü Türkiye’de laik yaşam tarzını benimseyen ve yeni ve farklı inanca sahip yurttaşların rejime nasıl baktıklarını iyi değerlendirmek gerekiyor.

Türkiye’deki sistem sayesinde sayın kahramanın milletvekili seçildiği siyasi parti şu anda iktidarda. Kurucu genel başkanı Cumhurbaşkanı makamında, kendisi meclis başkanlığı görevini yürütüyor. İnancını yaşama konusunda da hiçbir Müslüman’ın sorunu olduğunu düşünmüyoruz.

Sayın kahraman laik ve demokratik Türkiye cumhuriyetinde şu görevleri sorunsuz olarak yürütmüştür;

İ.Ü. Hukuk Fakültesi Talebe Cemiyetinde başkanlık  

Türkiye’deki yüksek öğrenim gençliğini temsil eden Milli Türk Talebe Birliğinde (MTTB) 48. dönemde Genel Başkanlık  

29 Mayıs 1985’te kurulan Birlik Vakfı’nda Mütevelli Heyeti Başkanı oldu. Halen Birlik Vakfı Kurucular Kurulu Başkanıdır

21 Aralık 1994’de kurulan Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı’nın (TGTV) kurucu üyesi olup halen Kurucular Kurulu Başkanıdır

İlim Yayma Vakfı kurucularından olup Mütevelli Heyetinde yer almıştır. İlim Yayma Cemiyeti ve İş Dünyası Vakfı’nın Yüksek İstişare Kurulu üyesidir

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Geliştirme Vakfı Kurucular Kurulu Başkanıdır

Refah Partisi’nde ve Fazilet Partisi’nde grup başkanvekilliği yaptı

1996-1997 yılları arasında 54. Refah-Yol Hükümetinde Kültür Bakanı olarak görev yaptı

AK Parti Merkez Disiplin Kurulu Başkanlığında bulundu

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 22 Kasım 2015 tarihli 2. Birleşiminde 26. dönem TBMM Başkanlığına seçildi.

Ülkede bunca sorun varken bir de dindar anayasa tartışmaları ile milleti yeni kamplara ayırıp karşı karşı getirmenin yanlış olduğunu tekrar hatırlatalım.