“ Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuştur” diyerek sanatın ne kadar önemli olduğu gerçeğini vurgulayarak işin içinde çıkma düşüncemiz yok.
Çünkü kültür ve sanat olmadan toplumun toplum olma özelliğini koruması ve mirasını geleceğe aktarması mümkün değil.
Müzikten, kitaba- Sinemadan, Tiyatroya- Resimden fotoğrafa kadar birçok alanda kültür ve sanat çalışmaları gerekli ve zorunlu.
Kürt toplumunun gelenekçi yapısında eve aş yetiştirmekten, evde çocuk yetiştirmekten başını kaşıyacak vakit bulamayan ebeveynlerin sanatsal etkinlikler düzenleme vaktinin bulunmadığını ancak buna rağmen birçok başarılı çalışmalar yürüttüklerini de kabul etmek gerekiyor. Bılurvanları, dengbejleri bunların güzel örnekleri.
Son zamanlarda ise şehir yaşamının gelişmesi ile birlikte sanatsal etkinlikleri yönelmenin de arttığını gururla görmekteyiz. Artık Kürt sinemasından, Kürt tiyatrosundan, Kürt orkestralarından, Kürt yazarlarından, Kürt yayınevlerinden, dergilerinden, gazetelerinden söz etmek mümkün. Hatta bunların çalışmaların üzerinden tartışmalar yürütmek de mümkün. Bu önemli  bir gelişme. Hem toplum için hem kültürel miras için.
Bu çalışmaların yapılması güzel de bir de binbir emekle hazırlanan ürünlerin sunulması konusunda da aynı titizlik ve hassasiyetlerin gösterilmesinde fayda görmekteyiz. Evet, düne kadar yapılan sanatsal etkinliklere ateş püskürenlerin etkinlik düzenlemek için yanıp tutuştuklarını da hayretle izliyoruz ama yanlıştan doğruyu yönelmeye her zaman desteklediğimiz için buna ve bunlara da eyvallah demekten başka seçenek yok.
Düne kadar resim haramdır, heykel putperestliktir, müzik mekruhtur diyenlerden tutun da insanlar aç iken sanatsal etkinlikler de nereden çıktı diyenlere kadar birçok kesimin bu gün bu yaklaşımlarını değiştirmelerini olumlu bulduğumuzu da belirtmek gerekiyor.
Konuyu fazla dağıtmadan asıl söylemek istediğimiz meseleye gelelim. Malum bölgemiz insanlığın gelişimine beşiklik etmiş Mezopotamya’nın merkezinde bulunan bir yer. Dolayısıyla birçok tarihi mirasa sahip. Bir yandan kültür ve sanat etkinlikleri ile bölgemize dikkatleri çekmeye çalışırken öte yandan da insanların bu mirasımızı görmelerini sağlamak için çaba göstermeliyiz.
Bu da bölgeye turist çekmekten geçer. Yani hem içerden hem dışarıdan insanların bölgemizi, ilimizi ziyaret etmeleri gerekiyor. Bunun için de bizim onlara gezinti ve konaklama konusunda yardımcı olmamız gerekiyor. İyi bir tanıtım ve geleneksel konukseverliğimizle bu işin üstesinden de geleceğimize inanıyorum.
Geçen hafta düzenlenen Kültür ve Turizm Haftası etkinlikleri çerçevesinden Kültür ve Turizm il Müdürlüğünün de çabası ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bölgemize bir Japon heyet yönlendirildi. Yaklaşık 10 kişiden oluşun bu heyetin içinde Japonya Kültür ve Turizm Müsteşarı ve sekreteri de bulunmaktaydı. Heyet oldukça iyi karşılandı ve memnun ayrıldı. Eğer çalışmalar olumlu sonuçlanırsa önümüzdeki dönemde Japon turistlerin bölgemizi de düzenleyecekleri gezi turlarına dahil etmeleri sağlanacak. Bunun ne kadar önemli olduğunu bilmem anlatmaya gerek var mı?
Bu çalışmaların bir yerden başlatılması gerekiyor. Öte yandan da hızlı bir şekilde gelecek misafirlerin kalabilecekleri oteller inşa etmek zorundayız. İlimizde hala beş yıldızlı bir otelin bulunmaması önemli bir eksiklik olarak karşımızda duruyor. Zenginlerimiz bu işe bir el atarlarsa sanırım memlekete de kendilerine de bir iyilik yapmış olacaklar.
Bir de sanatsal ve kültürel çalışmaların organizesi yapılırken zamana ve çakışmalara dikkat etmek gerekiyor. Turizm haftasından yapılan etkinlikler ile Belediyenin yaptığı Tiyatro festivali bu yıl çakışmış oldu oysa buna hiç gerek yoktu. Bir iki konuşma ile bu çakışma önlenebilirdi. Özellikle bu alanda çalışan yetkililerin diyalog içinde bulunmaları halinde organizasyon çakışmalarının da önüne geçileceğini belirtiyor daha sağlıklı ve başarılı çalışmalar diliyoruz.