BDP Batman Belediye Eş Başkan Adayı Sabri Özdemir Melek Barış’a yerel seçim öncesinde yapacaklarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Özdemir, ‘Seçim çalışmalarını kimlik siyaseti üzerinden yürütüyorlar’ diyenlere şöyle seslendi: “Kürt sorunu üzerinden var olmuş bir partiyiz ve ortada bir kimlik sorunu da var, elbette bunu ön planda tutacağız…”

BDP Eş Başkan Adayı Özdemir, 30 Mart yerel seçimleri için, “Bu halk zaten kararını vermiş. Biz zaten seçileceğiz, bunun için uçuk projelere gerek duymuyoruz” diyerek 30 Mart’ın galibi olacaklarına dair vurguda bulundu.

Özdemir,“15 yıldır yerel yönetimde verilen hizmetler, kente bir nebze de olsa imaj kazandırmış, marka kent olmasının önünü açmıştır. Bu dönemde de Batman’ı bir ‘dünya şehri’ haline getireceğiz.”

Kentin temizliği konusunda idealı olduklarına dikkat çeken Sabri Özdemir’le yaptığım söyleşiyi keyifle okuyacağınızı düşünüyor, detayları sizlerle paylaşıyorum.



-Batman Belediye Başkanlığına adaysınız. Peki, neye taliplisiniz?

Zaten elimizde olan Belediyeyi tekrar almak istiyoruz. Fakat bu seferki alış şeklimiz biraz farklı olacak. Oylarımızı daha da çoğaltarak başarıya imza atmak istiyoruz. Hem AK Parti Hükümetine hem de dünyaya bir mesaj vermek istiyoruz. Bu da Kürt sorununun çözümü için gereklidir.

-Vermek istediğiniz mesaj nedir?

Mart 2014 yerel yönetim seçimleri halkımızın yarattığı tüm değerleri koruma ve bu değerleri daha da büyütmek için önemlidir. Seferberlik ruhuyla seçim çalışmalarına yüklenmeli tüm enerjimizi bu seçimde harcamalıyız. Seçimlerde alacağımız iyi bir sonuç barış sürecini ilerleteceği gibi, uluslararası komplocu güçlere ve iktidara verilecek en iyi cevap olacaktır.

-Belediyeciliği kaldıracak teknik ekibiniz mevcut mu?

Evet mevcut. Kendim de inşaat ve hizmet sektöründen geliyorum, aynı zamanda işletmecilikte yaptığımdan dolayı bu konularda biraz deneyim sahibiyim. 12 yıl Avrupa’da kaldım ve inşaat eğitimi aldım. Deneyimlerimizi buraya aktarmak, hizmet anlamında kentimizi güzelleştirmek istiyoruz. Belediyenin zaten mevcut olan işleri var ve şu ana kadar belediyemiz bunu güzel bir şekilde gerçekleştirdi. Biz de çıtayı yükselterek daha iyi hizmetler vermeyi düşünüyoruz.

-Bu kentin sorunlarına ne derece vakıfsınız, Batman’ın acil ve öncelikli çözülmesi gereken sorunları nelerdir?

Temizlik ciddi bir sorun. İstediğimiz düzeyde temizliği sağlayamıyoruz. Bunun üzerinde duruyorum ve duracağım. Ayrıca temizliği sadece belediyenin asli görevi olarak da görmüyorum. Bu kentte yaşayan herkesin görevidir. Diyelim; 40 çöp arabası, 500 personel çalışıyor olsun, bunu biz beş katına da çıkarsak, bir alan temizlendikten sonra gelen vatandaş elindeki çöpleri yere atarsa, temizliğin üstesinden gelemeyiz.

Bu durumda ne yapmak gerekiyor?

Toplumsal olarak bilinçlenmemiz ve kentimize sahip çıkmamız gerekiyor. Gerekirse STK’larla seminerler ve halk toplantıları düzenleyeceğiz. Kapı kapı dolaşıp insanların kente sahip çıkmalarını isteyeceğiz. Şu an belediyede ciddi bir gider olarak ilk sırada temizlik geliyor. Buna harcanan para, bu vatandaşın parası. Bu masrafı kısarsak farklı hizmetlerde sunabiliriz.


-Bir şehir sizce nasıl marka şehir olur?

Marka kent; kentin algısını iyi yönetmek, kente imaj ve kimlik kazandırmaktır. Bir kentin marka şehir olabilmesi o kentin sosyal, kültürel, sanatsal, turizm ve ekonomik olarak gelişmişlik düzeyiyle ölçülebilir. Yine kente yapılan yatırımlar, verilen hizmetler, uygulanan projelerle bir kent markalaşabilir. Batman’ın marka kent olma potansiyeli vardır. On beş yıllık yerel yönetim deneyimizde verilen hizmetler, hayata geçirilen projeler kente bir nebzede olsa imaj kazandırıp marka bir kent olmasının önünü açmıştır. Bu dönemde de kentimizin ekolojik dokusuna, mimarı yapısına uygun projelerle Batman’ı bir ‘dünya şehri’ haline getireceğiz.

-Tanıtım için nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz?

Demokratik özerk politikamız bunların hepsini kapsıyor zaten. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi diyoruz. Halkın kendi kendini yönetmesi diyoruz bu şiarla yola çıkıyoruz. Biz bunları gerçekleştirdiğimiz de haliyle bu da olacak.

-Başkan seçilirseniz, nasıl bir yönetim anlayışı ile kenti yönetmeyi düşünüyorsunuz?

Seçilirseniz değil, zaten seçileceğiz eş başkanlar olarak. 15 senedir bu halk kararını vermiş ve daha uzun süreler de götüreceğiz. 98 belediye bizim partinin elinde ve yönetiyoruz. İktidar partisi bütün imkânlarıyla üzerimize geldi. Birçok arkadaşımız ve belediye başkanlarımız şu an cezaevinde, tutuklanmalarının sebebi ise sadece siyasi. Tüm araştırmalar ve teftişlere rağmen ki, müfettişler Batman Belediyesinden çıkmaz oldu, buna rağmen en ufak bir yolsuzluk bulunamadı. Bu bizim için gurur verici. Şeffaf olacağız. Halkımıza hizmet edeceğiz. Boş vaatlerde bulunmayacağız. Belediyenin imkânları kısıtlı olduğundan kalkıp da, her gün uçuk projelerde bulunmuyoruz ve kazanmak için uçuk projelere gerek duymuyoruz. Biz zaten belediyeyi yönetiyoruz ve elimizde de tutacağız. Yapacaklarımızı halkla beraber karar alarak yapacağız. Demokratik özerkliğin ana teması ve şeması da budur. Yönetim şeklimiz dürüstçedir. Halkımızın haklarına sahip çıkacağız. Yedirmeyeceğiz, yedirtmeyeceğiz ve yemeyeceğiz. Bu böyle bilinsin. En önemli şey de budur. Son günlerde görüyoruz kıyametler kopuyor. Kürtçe bir deyim var, der ki, “Daha bu lolodur.” Her gün bir yerde bir usulsüzlük, hırsızlık ortaya çıkıyor. Bunlar bizde mevcut değil. Halk da bunu görüyor. O yüzden de tercihini bizden yana kullanacak.

-Vatandaş istediği zaman makamınıza gelip sizlerle sorununu konuşabilecek mi?

Ben oraya geldiğimde kapıyı devamlı açık tutacağım. Mesaimin tamamı bu kentin sorunlarına çözüm olmakla geçecek. Sorunu olan gelip bizimle konuşur, çözüm olma noktasında tüm çabalar gösterilecektir. Ha şunu da söyleyeyim; ben çay da ısmarlamayacağım, makam sohbet yeri olmayacak.

-Halkın sorunlarına çözüm olma noktasında Eş Başkanlık bir artı mıdır?

Şu anda bile nimetlerinden yararlanmaya başladık. Eş Başkanlık harika bir model. Daha fazla hizmet edebiliyorsunuz. Daha çok pratiğe geçebiliyorsunuz. Biliyorsunuz toplumun yarısını kadınlar oluşturuyor ve kadının üzerindeki 5 bin yıllık baskıyı biliyoruz. Bir erkek olarak alacağım kararlar kadınlara güzel gelmeyebilir, hükmetmeyebilir. Çünkü ben erkekçe düşünüyorum. Bu nedenle karar merciinde kadınların olması çok önemli.

-İmza yetkisinde işleyiş nasıl olacak?

Resmiyette partinin adayı ben olduğumdan dolayı imzada benim ismim olacak. Sistemin her söylediğini zaten dikkate almıyoruz. Tekçi, merkeziyetçi iktidara karşıyız. Her ne kadar resmiyette imzayı ben atsam dahi Eş Başkanın haberi olmadan bizim parti işleyişimizde tek başıma imza yetkim yok. Ortak karar almamız gerekiyor.

-Bir de Başkanlık Kurulu olacak. Peki, kaç kişiden oluşacağı belli mi. Ayrıca Başkanlık Kurulu işleyişi uzatmaz mı?

Biz, merkezi, tekçi iktidar zihniyetine karşıyız dedik. Bunu söyleyip, karar merciinde tek olursak kendimizle çelişmiş oluruz. Başkanlık Kurulu aynı zamanda bir denetleme mekanizmasıdır. Evet, bir Başkanlık Kurulu olacak ama onun dışında da alacağımız kararların tamamını halkla paylaşarak STK’ları da işin içine katarak yapacağız. Ancak bu aşamalardan sonra kararlar Başkanlık Kuruluna sunulacak. Resmiyette Belediye Başkanı olsam dahi halkın kararı olmadan karar alamayacağım. Yerel yönetimlerin ve demokratik özerkliğin ana teması ve gereğidir. Bu yüzden Başkanlık Kurulunu önemsiyoruz. Başkanlık Kurulu en az 5 kişiden oluşacak. Ayrıca işleyişi uzatacağını da düşünmüyoruz.

-Partinizin size dayatacağı bir kadro ile çalışır mısınız?

Biz de dayatma yok. Olmaz da. İdeolojik bir partiyiz, partinin işleyişini de biliyoruz. Sadece Kürtlerin değil, baskı altında bulunan bütün halkların haklarını savunuyoruz. Bu meyanda kendini bu partiye mensup gören arkadaşlarımızın birbirinden farkı yoktur. Yönetim listesi oluşturulurken yani adaylar belirlenirken teknik açıdan, halkla ilişkiler açısından birçok kritere dikkat edilerek bir sonuca varıldı. Seçimler de ona göre yapıldı. Fikirlerimiz bir olduktan sonra iyi hizmet edeceğiz. Oluşan bir liste var ve bunların çoğu tanıdığım arkadaşlar.

-Yerel yönetim ekseninde sivil toplum örgütlerinin önemi nedir sizce, STK’lardan istifade etmeyi düşünüyor musunuz?

Batman STK yönünden zengin bir şehir. Oldukça da aktifler. Bizim onlardan beklentimiz olduğu kadar onların da bizden beklentileri var. Sivil Toplum Kuruluşları kendi alanlarında bu kentin sorunlarını ve ihtiyacını daha iyi bilebilirler. STK’larla daha yararlı ve verimli bir Belediyecilik hizmeti vereceğimize inanıyorum. Sorunun kaynağına inebilmek ve çözüm odaklı olabilmek için onlara ihtiyacımız var.


-Peki, STK’ların sizden beklentileri daha çok hangi yönde?

STK’lar daha çok ilgisizlikten ve dikkate alınmadıklarından yakınıyorlar. Demokratik özerklik modeli 2005’ten beri konuşulan bir konu, hayata geçme noktasında da inşallah bize nasip olacak.

-Demokratik Özerkliği bir de sizden okusak?

Demokratik Özerklik, halkın özyönetimine kavuşmasıdır. Halkın güç olduğu, kendi kendisini yönettiği, bunun araçlarını oluşturduğu, yöntem ve uygulamalarını geliştirdiği yönetim biçimidir. Demokratik özerklik sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bir yaşam tarzıdır. Demokratik özerklikte esas güç yereldedir, taban örgütlenmesindedir. Dolayısıyla üstün karar aldığı, tabanın uyguladığı bir sistemi red eder. Demokratik özerklik hiçbir kültürel değeri inkâr etmez. Tüm kültürlerin kendi coğrafyasında yaşamalarının bir zenginlik olduğu ilkesel yaklaşımından dolayı, barış ve kardeşliğin projesidir. Kürt sorunu gibi kangrenleşmiş toplumsal sorunların biricik çözüm yolu demokratik özerliktedir. Zira çatışmayı değil, birlikte yaşamayı esas alır.

-Mevcut yönetimin hangi alanlarda yetersiz kaldığını düşünüyorsunuz, buna karşın sizin yaklaşım ve önerileriniz nedir?

Mevcut yönetimin eksikliklerinin olduğunu düşünmüyorum. Yönetici anlamında, baskılar anlamında eksiklikleri vardır fakat hizmet anlamında elinden gelen çabayı göstermiştir. Belediyemize kaç kere operasyon yapıldı. Belediye Başkanımız ve başkan yardımcılarımız cezaevinde. Sistemin belediyemize yapmış olduğu baskılara rağmen hala ayaktayız. Kim bilir AK Parti Belediyesi veya CHP Belediyesi olmuş olsaydı, belki belediyenin kapısına kilit vururlardı. Halk Belediyesi olduğumuz için, halk bizi yalnız bırakmadı. Hem partisine hem belediyeye sahip çıktılar ve kilit vurdurtmadılar. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Serhat Başkan gerçekten de takdire şayan hizmetler yaptı. Belki halka çok iyi tanıtılamadı, malum reklam peşinde olan bir belediye değiliz. Serhat Başkan size verdiği bir söyleşide, kendisiyle ilgili bir özeleştiride bulunmuş, “temizlik noktasında istediğimiz düzeyi yakalayamadık” demişti. Serhat Beyin bunu ifade etmesi dahi gerçekliğimizdir. Ben bunu yapamadım beceremedim diyebilmek gerçekten beceriksizlik anlamına gelmiyor. Bunun nedenleri de önemli. Başkan yardımcıları içerde değil de yanında olsalardı, buna daha çok eğilim gösterirdi. Bunu yapabileceğine de inanıyorum. Temizlik konusu benim de ciddiyetle üzerinde durduğum bir konu ve bunda idealıyız. 30 Mart’ta oraya geldiğimizde daha donanımlı, eksiksiz bir kadro ile çalışmalar yapacağız.

-İluh Deresi yıllardır seçim malzemesi oldu fakat hala değişen bir şey yok. Bununla ilgili sizin bir vaadiniz var mı?

İluh Deresi, dere havzasında olduğu için DSİ’ye ait bir bölgedir. Ciddi bir sorundur ve bununla ilgili bir vaatte bulunmadım. Çünkü sorunun ne olduğunu biliyorum. Mevcut yönetim bir fizibilite çalışması yapmış. Proje Maliye Bakanına sunulmuş, Bakan yardımcı olacaklarını söylemesine rağmen verdikleri sözü unutmuşlar. İluh Deresi ciddi bir maliyet gerektiriyor. Kendi imkanlarımızla yapacak olsak, ancak 3 yıl personelinin maaşı dahil hiçbir harcama yapılmazsa ve hiçbir proje hayata geçirilmezse o şekilde olur. Belediyemizin bütçesi belli, bu bütçeyle çok zor… Diğer parti adaylarından biri iktidar partisinden olduğu için, pembe vaatlerde bulunabilir, gerçi o parayı nerden bulacaklarını da bilmiyorum. Kim bilir, belki onların da kasaları ve ayakkabı kutuları vardır. İluh Deresiyle ilgili şunu söyleyebilirim; bunun için gerekli mercilerin ve makamların kapısını aşındıracağım, gerekli kamuoyunu da oluşturacağım. Başka bir parti belediyesi kazanırsa ki, bu mümkün değil, o partiye destek verecek olan merkezi hükümetin bize de aynı desteği vermelerini talep edeceğim. Amaç halka hizmetse eğer, kim o hizmeti sunacaksa orada durmak lazım.

-Seçildiğiniz takdirde ilk 1 yıl neyi hedefliyorsunuz?

İlk altı ay içinde mastır planını yapacağız. Fizibilite çalışmalarından sonra yol alacağız.

-Peki, nasıl bir yol alacağınıza dair şimdiden bir planınızın olması gerekmiyor muydu?

Ben şimdi o makamda değilim ki. Ancak kendi ekibimle orada olduktan sonra teknik çalışmaları yapabiliriz. İlgili kurumları, STK’ları ve halkı bu aşamaya dâhil edip sorunların ne olduğunu, nerden kaynaklandığını tespit edeceğiz. Sonra çalışma planımıza göre kendi dönemimize yayacağız. Ayrıca bütün sorunları bir anda çözebilecek güçte de değiliz. Bütçemiz ve kaynaklarımız belli, bunu ancak belli zamanlara yayarak hayata geçirebileceğiz. İlk altı ayda yapacağımız çalışmalarda öncelikli sorunlarımız da ortaya çıkmış olacak.

Kanalistanbul gibi devasa bir projeye de yer alabilir mi?

Batman, zemin olarak her şeye uygun bir yer. Fakat böyle bir proje için ciddi paralar gerekiyor. Belediyenin kısıtlı olan bu bütçesiyle, yerine getiremeyeceğimiz sözler vermek istemiyoruz.

-Seçim çalışmalarınızın hizmetler üzerinden değil de kimlik siyaseti üzerinde yürütüldüğü konuşuluyor…

İkisini de birbirinden ayıramayız. Kürt sorunu üzerinden var olmuş bir partiyiz, bizim bir kimlik sorunumuz da var. Kimlik sorununu elbette ön planda tutacağız, bunu da inkâr etmiyoruz fakat salt bunun üzerinden siyaset yapmıyoruz. Hem hizmet hem Kürt sorununu konuşuyoruz. Dikkat ederseniz bu seçim sürecinde daha çok hırsızlıklar, yolsuzluklar ve adaletsizlikler konuşuluyor. Bu nedenle hiç kimse Kürt sorunu üzerinden siyaset yapıyorlar demesin.

-Beş yıllık Başkanlık döneminiz bittiğinde nasıl bir Batman hedefliyorsunuz?

Biz beş yıl düşünmüyoruz, çok uzun vadeli düşünüyoruz. Temizlik sorunu çözülmüş bir Batman hedefliyorum. Biliyorsunuz trafik sorunu ciddi bir sorun, buna yönelik çalışmalarla onu da rahatlatacağız. Yeni yerleşim alanları dahil olmak üzere altyapı sorunu olmayan bir kent ki, bu sorun zaten büyük ölçüde de bitmiş temiz bir kent göreceğiz. Daha sosyal, daha halkçı, daha şeffaf ve kendi kendini yöneten bir Batman göreceğiz.