Gezi Parkı olaylarında Amerikan menşeli CNN International uzun saatler boyunca Taksim’den canlı yayın yapmış ve tüm dünyaya Türkiye’yi adeta iç savaşın hâkim olduğu bir Suriye gibi lanse etmişti.
Etme bulma dünyası derler ya, alın size Amerika’da bin türlü Gezi Parkı Olayı. 
Amerika’da Klivlınd (Cleavland) şehrinde 11 yaşındaki bir çocuk polisler tarafından iki kurşunla katledildi. Elindeki oyuncak tabanca “beyaz çocukta” olsa belki uyarı ile sonuçlanacak bir durum iken siyahi bir çocuk olduğu durumunda ölümcül bölgelere iki kurşun ile finalize edildi.
Daha kısa bir süre önce de yine bir zenci beyaz polislerce vurulmuş ve ülke içten içe kaynamaya başlamıştı. Önceki gün öldürülen çocuktan sonra Birleşik Devletlerde dalga dalga yayılan bir isyan durumu söz konusu.
Göstericiler yakıyor, yıkıyor, polisle çatışıp yağma yapıyor. Amerika zor durumda
Kudretli Amerika’nın ilk zenci Başkanı Obama açıklama yapıyor. “kendi halkına, devletine zarar verenlere hiçbir sempati beslemiyorum”.
“Sempati beslemiyorum” açıklaması aslında zenci olan Başkan için zenci masum çocuğa bir sempati duyuyor mu? hissinin Başkandaki yansıması. İstediği kadar zenciliğini göz ardı ederse etsin Başkan Anglo Sakson Amerikalılar için hep bir zenci olarak kalacaktır.
Zenci kalınca ne olacak? derseniz bu Amerika hakkında fazla bilginiz olmadığı anlamına gelecektir. Çünkü daha bir yüz yıldan biraz fazla zaman öncesinde kölelik bu kıtanın hiçte yabancı olmadığı bir gerçekti.
1960’lı yıllara kadar zencilerin beyazlarla aynı otobüse binmeleri, aynı okula gitmeleri ve hatta aynı lokantalarda yemek yemeleri yasaktı. Zenci biri havuza girdi mi havuz boşaltılır ve dezenfekte edilirdi. O yüzden Amerikan Başkanı bir yerde aslında kendi zenciliğini gördüğü katledilen çocuğa sahip çıkmıyor, çıkamıyor.
Şimdi gelelim sadede
Gezi Parkında canlı yayın yapan CNN International’a karşı benim Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan istirhamım şudur; Bizde Amerika’dan canlı yayın yapalım. Kanal 7’yi veya Ülke Tv’yi Cleavland’a gönderelim ve oradan canlı olarak 7 saat yayın yapalım. Sonrada deklere edelim “ülkenizde demokrasi eksik, gazeteciler zor durumda. Polis şiddeti had safhada. Sizi uyarıyoruz”
Güzel olmaz mıydı?
Bence çok güzel olurdu. Hatta sadece Amerika’ya değil Almanya’ya da gönderelim. Çünkü o zaman diliminde güzel ülkemi kaos ve kan ile hemhal gösteren bu iki ülkenin yayın organlarına karşılık bizde aynı şekilde cevap verelim ki herkes haddini bilsin
Ama peşinen söyleyeyim, hemen açıklama yapacaklardır ve siz kim oluyorsunuz da iç işlerimize karışıyorsunuz, diye.
Ee sen benim iç işlerime karışırken, bilinçli dar açı tekniğiyle bir sokağın barikat, yangın ve Molotof durumunu tüm Türkiye’ye mal ederken iç işleri olmuyor da bizimkisi mi oluyor? Güldürmeyin adamı.
 
Amacım Amerika’yı veya bir başka ülkeyi kötülemek değil.
Amacım çuvaldız ile iğne misalinde olduğu gibi bizi haksız yere eleştirenlere iğrenin ucunu dokundurmaktır.