Şeker torbasıydı bizim için Bayram. Kucaklaşmaydı, görmediklerini görmeydi, hasret gidermeydi. Hangimiz birlikte olma, birlikte mutlu olma duygusunu özlememiştir. Eminim ki herkes o günleri, o bizlere hediye olan kutsal günleri için için özlemiştir.

Uzağımızda olanı yanımıza, özlemini duyduğumuz günleri bize getiren o günler, hayatımızın en mutlu günleri olduğunu ve o günlerin önemini birbirimizden uzaklaştığımızda daha iyi anladık.

Bayramlar, sadece kutladığımız günler değil. Bayramlar, çocukluğumuzun beklenen mutlu günleri, hep bir arada olduğumuz ve bu bir arada olmanın sevincini yaşadığımız günlerdi aynı zamanda.

Eski bayramlar yok artık, elinde şeker torbasıyla kapımıza üşüşen mutlu çocuklar yok; kim için için o sesleri duymak istemez ki. O eski bayramlar yok. Özellikle yastık altına koyduğumuz ayakkabımız yok artık. Varlık içinde olsak bile, o yeni ayakkabı hayali en büyük zenginliğimiz olarak, hayallerimizi süslemeye devam ediyor.

Eski bayramlar yok artık! Bayram kelimesi ve eski bayramlar düşüncesi,  bizleri hâlâ ısıttığı ve o sıcaklığı bugün bile bizlere duyumsattığı için, bayram bir kelimeden ibaret değil ve olmamalı. Bayram dostluğun, kardeşliğin ve ailenin bir arada olma mutluluğunun pekiştirildiği günlerdir. O yüzden bayramların, eski bayramlar tadında olması ve o günleri tekrar yaşayabilmek için, o eskiden yaşadığımız duygu yoğunlunu bugünlere taşımalıyız ve yitmeye ramak kalmış sıcaklık ve içten duyguları tekrar yaşayabilmek için ilk adımı bugün atalım ki,  bundan sonraki her günümüz bayram tadında olsun.

Eski bayramlar bizi bize yakınlaştırırdı. Bugün neden gitmeyelim en yakınımızdaki bir büyüğe veya sevdiklerimizin yanına. Gidelim ve yeşertelim solmaya yüz tutmuş o güzel çiçekli günleri.

Nice sevinçli ve mutlu bayramlar dileğiyle.

Bayramınız kutlu olsun...

Editör: MÜZEYYEN ARSLAN