Serbest gazeteci Burhan Ekinci Diyarbakır’a bağlı Dürümlü köyünde meydana gelen patlamayı yazdı.  “Diyarbakır'daki köylülerin cenazesinde PKK ve bakanlara tepki” başlığı ile kaleme aldığı haberde şu izlenimleri aktarıyor; “Diyarbakır'da PKK'lılara ait 15 ton patlayıcı yüklü kamyonun infilak etmesi sonucu hayatını kaybeden ve kimlikleri DNA testi ile tespit edilebilen 13 köylü toprağa verildi. Taşlık Köyü’ndeki cenaze töreninde PKK’ya da devlete de tepki vardı.

Cenaze törenine katılan ve ismini vermek istemeyen bir köylü patlama anını “Birden evimizin camları kırıldı, patlama oldu, kıyametti” diyerek anlatıyor.

Bombanın patlamasıyla oluşan çukurun büyük kısmı yolun açılması için kapatılmış. Evlerde hasar var. Mezrada pek kimse göze çarpmıyor. Evleri yıkılanlar yakınlarının yanına taşınmış.

Birkaç köylü patlama esnasında hasar gören biçerdöverlerini bir TIR’a yüklüyor. Mezrada patlamanın etkisiyle 23 kişi çeşitli yerlerinden yaralanmış. Hastanede tedaviler sürüyor, hayati tehlikesi olan yok. Bir diğer köylü patlama gecesi evinde olduğunu anlatıyor, gece yaşananları “Kıyametti” diye özetliyor:  “Evim patlamaya uzaktı. Çamlar yıkıldı. Yaralılar vardı. Jandarma ve 112’yi aradık. Herkes evinin önünde bekledi. Sonra yaralıları hastaneye kaldırdık. Patlamanın olduğu yere gece gitmedik."Patlamanın nasıl gerçekleştiğini sorusunaysa “Geceydi, ne oldu bilmiyorum” diyor. 16 köylünün hayatını alan patlamanın nasıl gerçekleştiğiyle ilgili Taşlık Köyü’nde de durum pek farklı değil. Bazı köylüler kamyonu PKK’lıların patlattığını söylüyor. Olay sonrası açıklama yapan PKK, patlamaya köylülerin açtığı ateşin neden olduğunu iddia etmişti. Olay sırasında kamyonda kaç kişinin olduğuna dair de net bir bilgi bulunmuyor. Bir köylü “sadece şoför vardı” diyor.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bugünkü grup toplantısında yaptığı konuşmada olayı kınadığını söyledi. Demirtaş, "Böylesi bir olayın meşru gerekçesi olamaz. En net ifadeyle kınadığımızı ifade etmek istiyorum. Böylesi durumda sorumluların çıkıp özür dilemesi gerekiyor" dedi.

Hayatını kaybedenlerin yakınlarından birisi olay gecesi yaşananları anlatırken, bomba yüklü kamyonla köye gelen kişinin yolunu şaşırdığını, geceyi köyde geçirmek istediğini söylüyor. Köylülerin ise köyde kalmamasını, gitmesini yoksa güvenlik güçlerine haber vereceklerini söylediğini aktarıyor. Aynı köylü, yaşanan tartışma sırasında kamyonu köye getiren kişinin "Bana karışmayın yoksa sizi patlatırım" dediğini anlatıyor ve ardından da kamyonla Taşlık köyünden ayrıldığını aktarıyor, “Köylüler kamyonu takip etti. O da Dürümlü yakınında kamyonu patlattı” iddiasında bulunuyor.

Taşlık Köyü sakinlerinden Fevzi ise, “Karanlıktı, kamyonda kaç kişi olduğunu görmedim” diyor. Yakınlarını patlamada kaybetmiş. Faciadan bir dakika ile kurtulduğunu söylüyor. Kamyonu takip eden köylülerden birisi olan Fevzi, olayın şokunu hâlâ üzerinden atlatamamış. Sesi ağlamaklı. Zar zor konuşuyor. Bir taraftan da ağlayan yakını bir kadını sakinleştirmeye çalışıyor:

"Kamyonda bomba olduğunu bilmiyorduk. Ben kaçakçı kovalıyoruz sanıyordum. Geceydi, karanlıktı. Kamyonda kaç kişi vardı bilemiyorum. Bir dakika ile ölümden döndüm. Peşinden ilk gidenler dönmedi.” Köyde kimse olayla ilgili detaylı bilgi vermek istemiyor. Köylülerin büyük kısmı bir yakınını kaybetmiş ve cenazelerle uğraşıyor. Taşlık Köyü ilk saatlerde sessiz. Köyde 13 köylü için cenaze töreni var. Acı büyük. Bombalı araç patlamasının yaşandığı 14 Mayıs’ta üç köylünün cenazesi tesbit edilmiş ancak 13 köylünün akıbeti bilinmiyordu.

13 Mayıs gecesi meydana gelen şiddetli patlama sonucu çevredeki bir araçta büyük hasar oluşmuştu. Bedenleri parçalanan köylülerden olay yerinde alınan örnekler, İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilmişti. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, DNA incelemelerinin sonucu dün açıkladı. DNA testi sonunda ismi belirlenen köylüler, Seyithan Yakar, Orhan Yakar, Gerçek Yaman, Rıza Yaman, Sait Yaman, Temur Yakar, Mehmet Yaman, Uğur Yaman, Salih Yaman, Davut Yaman, Emrullah Yaman ve Mehmet Tahir Yaman’ındı.

Kimlik tespiti yapılan 13 kişinin cesetlerine ait örnekler ailelerine teslim edildi.

Geriye kalan parçalar da tabut içinde bu sabah köye götürüldü. Patlamanın meydana geldiği noktada büyük bir krater açılmıştı. Taşlık Köyü, Dicle Nehri'nin Batı yakasında bir tepenin üzerine kurulu. Güneydoğu’da çatışmalı yıllar boyunca köyde hiçbir olay şimdiye kadar yaşanmamış. Patlamayla birlikte köylüler ilk kez çatışmalı süreçten doğrudan etkileniyor.

Mezarlık köy girişinde. Mezarlıkta toplananlar var. 13 mezar yan yana kazılmış. Yamaçta kümeler halinde kadınlar oturuyor. Köyde sessizliği bir süre sonra askeri helikopterler bozuyor.

İçişleri Bakanı Efkan Ala, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve eski Tarım Bakanı Mehdi Eker cenaze törenine katılıyor. Cenazeler kaldırılırken sadece birkaç defa “tekbir” sesi duyuluyor. 13 tabut ambulanslar eşliğinde mezarlığa doğru yola çıkınca sessizlik yerini bu kez Kürtçe ağıtlara, ağlayışlara, yakarışlara bırakıyor. Yamaçlardan kadınlar ağlayarak mezarlığa doğru koşmaya başlıyor. Türkçe baba anlamında Kürtçe “Bawo” çığlıklarıyla mezarlığa akın ediliyor. Genç bir kadın “Baba” diye ağlıyor. Bayılan çocuklar, kendinden geçen kadınlar oluyor.

Cenazelerin defnedilmesi sırasında köylüler hem bakanlara, hem de PKK'ya tepki gösterdi.

13 köylüden geriye kalan parçalar tabutlarla toprağa veriliyor. Bakan Efkan Ala ve beraberindekiler mezarlıktan ayrılırken genç bir kadın yüksek sesle Kürtçe “Ne işiniz var, neye geldiniz. Artık ne kadar ölelim, yetmez mi?” şeklinde tepki veriyor.

Bu esnada başka bir kadın “Öldürülür de bu kadar mı öldürülür” sözleriyle PKK’ya tepkisini dile getiriyor. Köyden ayrılıp Dürümlüde patlama yerine geldiğimizde olay yeri inceleme ekipleriyle karşılaşıyoruz. İki dalgıç su içinde ceset parçaları aramasını sürdürüyor.”

Peki, bu duruma kader deyip geçmemiz mi gerekiyor. Elbette değil. Bu duruma benzer tabloyu ırakta, Suriyede her gün görüyoruz. Bu acıların devam etmemesi için çatışan tarafları bir an önce diyaloga çağırıyoruz. Çünkü bu bombaların yarın nerede patlayacağını hiçbirimiz bilmiyoruz?