Batman’ın son durumu malum.
Halkımızın sağduyulu davranıp olay çıkartmak, kan dökmek isteyen odaklara karşı uyanık olması lazım.
Bir grup genç Batman Belediyesi tarafından ekilmiş olan körpe fidanları yerlerinden söküp trafik ışıklarını bu fidanlarla kırdılar.
İletişim biliminde “kitle psikolojisi” diye bir tabir vardır. Tek başına sağduyulu davranan bireyin kitle durumunda sağduyularını bir yana bırakıp sürü mantığıyla hareket etmelerini dile getirir.
Bu kitleye fidanları sökmeyin, trafik lambalarını kırmayın deseydim bir ton sopada ben yiyecektim. Söyleyemedim, korktum, tırstım.
Yalan mı söyliyim? Siz olsaydınız kahramanlık mı yapacaktınız? Trişka
Eylem yapılır, demokratik bir haktır da. Ama ölçülü ve çevreye zarar vermeden yapılmalıydı. Belediyemizin kıt imkânlarla temin ettiği o fidanları niye kırdınız? Çevreye duyarsız bir kişiliğin bir ulusun kimliğini inşa etme sürecinde ne tür bir artısı olabilir ki?
Trafik lambaları sayesinde trafik kazalarının çoğu önlenir. Kırdığınız lambalar sayesinde bir trafik kazası olsa ve dahası birileri ölse ne diceksiniz?
Selahattin Demirtaş kitleye dışarı çıkın dedi. Protesto yapın dedi ama aynı zamanda vandallık yapmayın, bayrağı yakmayın, Atatürk büstlerini kırmayın da dedi
Hüdapar ile BDP kitlesi arasında meydana gelen ve ölümle sonuçlanan çatışmadan da ders çıkarmamız lazım.
Eyleme karışan iki tarafın gençliği de Batman’da kan gövdeyi götürdüğü zamanlar henüz doğmamışlardı. Yada büyük ihtimalle bebektiler
Bizler o yılları tüm acısıyla yaşadık. İki tarafında nasıl zayiat verdiklerini ve ailelerin yok oluşlarını seyrettik.
Şucu, bucu ölen her bir kimse, kendisiyle birlikte bir ailenin de dramını başlatmaz mı?
Yetim kalan bir çocuk hayata ne kadar da zor başlamıştır?
Dul kalan bir kadın yaşarken ölmemiş midir?
Yavrusunu toprağa veren bir ana-baba zanneder misiniz ki mutludur?
Her iki tarafa da itidal çağrısı yapmanın zamanıdır.
90’lı yılların kâbusunu yaşadık. Yirmi yıl sonra aynı acıların tekrar yaşanmasını istemiyoruz.
Araya nifak sokmak isteyen birileri illa ki çıkacaktır.
İletişim en iyi metottur. İki tarafta en yetkili kişileri devreye sokmalı, telefon edebilmeli ve bir saldırı olduğunda kitlesinin önünü kesebilmelidir.
BDP’li Hüdapar’lıyı arayıp bakın birileri bize sataşıyor. Gelin durdurun, diyebilmeli.
Hüdapar’lı da BDP’liyi aramalı ve taş yağmuruna tutulduk, gelin kitlenizi durdurun, diyebilmeli.
Ama sen dersen ben o’nu aramam, o’da dese o kim? İşte o zaman bölge yangın yerine döner.
Allah rızası için, milletinizin selameti için savaşmayı, öldürmeyi bir yana bırakın.
Şimdi susmak zamanı,
Şimdi dua zamanı.