*Mezopotamya’nın eşsiz topraklarından biri de Batman ovasıydı. Artık değil ne yazık ki… Çünkü o ovanın yüzde 70’i artık yok “Bu topraklarda ne ekseniz yetişir” derlerdi bizlere. Batman 50’li yıllarda ülkenin ilk rafinerisi kurulduğunda ne yazık ki yanlış bir tercihle en verimli ovaya kurulmuştu…
*885 Rakımlı Beşiri Kıra Dağı zirvesinden ovadaki yeşillikler içinde Batman’a bakışta o verimli toprakları nasıl kaybettiğimize bir kez daha hayıflandık. Yeşilöz (Günde Kıre) köyünün komşu olduğu binlerce yıl önce oluşan volkanik kayaların yanı başında her türlü endemik bitkinin yetiştiği yeşillikler arasında açan Anemoni, papatya ve diğer çiçekler, geç de olsa baharın geldiğini müjdeliyor…
KİMLİĞİNİ KAYBEDEN ESKİ OVA…
Mezopotamya’nın en verimli topraklarını elli yıl önceden başlayarak, insan eliyle yarattığımız erezyon sonucu, parça parça yok ediyoruz.
Orta okulda erezyon konusu işlendiğinde, doğanın kendi düzeniyle yarattığı tahribata bile çok üzüldüğümüz halde, bugün insan eliyle yapılan tahribata karşı sözlerimiz sınırlı kalıyor maalesef.
Erezyon tarım alanlarının yok olması değil mi?
O halde çok verimli tarım arazilerinin üzerinde beton boca edip binaları yükseltmek erezyonun en vahşi olanı değil mi?
Doğa her ne kadar bir alanı yok ediyorsa, kendi sirkülasyonuyla yeni alanları yaratıyor.
Peki ya insan eliyle yok edilen tarım arazileri?
Bu sorunun cevabını sizler verin!
Batman ovasının yarım asır öncesinden ‘tarım merkezi’ kimliğini kaybettiğini hep söylüyoruz.
Batman kent merkezinin dört bir yanı gelişiyor.
Yeni konut siteleri ve hobi evler şehrin dört bir yanında kuruluyor.
Şehrin batısından kuzeyine… Doğusu’ndan güneyine… Her yer konut alanı.
Bu manzara karşısında, bir an önce bu inşaatlar yapılmazsa dünya yıkılacak diye bir his uyanıyor insanın içinde.
ARAZİLERİ BİNALARA KURBAN ETMEYELİM…
Arkadaşım İrfan Tapan ile ilk kez Kıra Dağı’nın çıkılması en güç yerindeydik.
Bir de yanımızda Yeşilöz Köy Muhtarı Sadettin Okan ile kuş bakışı baktığımız Batman Ovası’nın son halini bir kez daha hem kayıt altına aldık hem de görüntüledik.
Hep Kıra Dağ’ından çıkılan karayolundan değil de bu kez farklı bir noktadan ulaştığımız Kıra Dağı’ndan adı gibi ‘yeşil’ olan Yeşilöz köyünün dibinde yapılan hobi bahçeleri ve villa tarzındaki evlerin mantar gibi yükseldiğini görünce şaşırdık.
Demirlipınar ve Yeşilöz köylerinin çevrelerinde sayısız hobi evleri olmuş.
Hobi evler bir sektöre dönüşmüş.
Ciddi yapılaşmanın olmadığı o eski hayvancılığın merkezi sayılan köylerin etrafında villa ve hobi evler varlıklı tabakaya ait bir kesimin.
Kıra Dağı’nın çevresini dolaşın.
Tarımın en verimli topraklarında villa ve hobi ev yapmak için hızla ilerliyoruz.
Ovamızın En verimli tarım arazilerine hiç düşünmeden bina inşa ediyoruz.
Kahramanmaraş deprem gerçeğinden kaçan, soluğu Batman’ın verimli arazilerinde alıyor.
O bölgeyi, mesken ediniyor.
Batman’ın o verimli toprağı heder ediliyor.
Toprağı korumakla görevli olan, bu şehrin toprağından beslenen bizler; üzerimize düşeni yapmıyoruz.
Bu şehrin ovasındaki verimli toprağı bir kaç yıl sonra tamamen betona yenik düşecek belki de.
Bu durumu karamsarlıkla düşünmek yerine, yönetici ve yaratıcıların dikkatini; düz alanlara inşa edilmiş, hafriyat ve dolgu gerektirmeyecek eski mahallelerde ‘Kentsel Dönüşüm’ projelerine çekmek isteriz.
Kentsel Dönüşüm kaçınılmazdır.
Daha fazla tarım ve hayvancılık yapılacak alanları, binalara kurban etmeyelim.
HER ÖLÜM ERKENDİR…
Batman’da yaklaşık 30 yıldır Açık Öğretim Fakültesi Bürosu’nun sorumlusu ve büronun her konuyla ilgili olan Nejat Şengün, sonsuzluğa yürüdü.
Eski Batmanlıların çoğu, Şengünler ailesini bilir.
Aslen Hasankeyfli olan Şengün ailesinin bir zamanlar 1. ve 2. caddesini birbirine bağlayan eski iş merkezi olarak bilinen pasajı vardı.
Aslında Şengünler Pasajı, aynı sıradaki pasaj dizilerine göre daha geniş, daha yüksek ve daha aydınlık olması yönünden farklıydı.
Mehmet Sait, Ahmet, Rıfat, Fevzi, Nejat ve Fahrettin Şengün kardeşler, yaşamlarının büyük bölümü bu şehirde geçti.
Daha önce hayatını kaybeden merhum Ahmet Şengün’ün dışında şimdi de Şengün ailesinden bir dal daha koptu.
O da sevilen sima Nejat Şengün’dü.
Batman’ın o eski pasajında bu şehrin ilk terzileri ve giyim mağazaları vardı.
O dönemin marka işyerlerinin olduğu eski pasajda bu şehrin tanınan bilinen esnafları kalırdı.
Eski şehir merkezinin o pasajı da revaçta olan kuyumcular iş merkezine dönüştü.
Ailenin büyüklerinden Mehmet Şengün, uzun yıllar önce Ankara’ya yerleşti.
Ailenin diğer fertleri de başka iş kollarına yöneldi ve iş merkezinin sadece eski adı kaldı, tıpkı Biçiciler pasajı gibi…
Bizden bir kaç yaş küçük Nejat Şengün, Batman’dan kopmadı.
Açık Öğretim Fakültesi’nin Batman’da açıldığı günden bugüne hep fedakarca çalıştı.
Geçen hafta sonu Batman’a gelen misafirlerini komşu ilçe Midyat’a götüren Şengün, camide geçirdiği kalp krizi sonucu yaşama veda etti.
Talihsiz Şengün, babası ve annesinin mezarının olduğu Site Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Nur içinde yatsın.
En son galiba Ramazan Bayramı öncesinde arkadaşım İrfan Tapan ile birlikte Nejat Şengün'ü gördük.
O sıcak karşılamada bize veda eder gibi bir hali vardı.
Özellikle yıllarca 1’nci cadde de komşu oldukları Tapan’dan hatır ister gibiydi.
Şengünler ailesinin beyefendi kardeşlerden birini kaybettik.
Mekanı cennet olsun.
Evet insan doğuyor, büyüyor, yaşlanıyor.
Yaşlandıkça da yalnızlaşıyor.
Geçmişin muhasebesini yaparken hatalarını görüp pişman oluyor.
Dostları birer birer sonsuzluğa yürürken daha da içine kapanıyor.
Yine de hayata tutunuyor.
Azalan arkadaşları ile sohbetleri yaşama tutunmasını sağlıyor.
Hayattan kopamıyor.
Toprakla daha sıcak ilişki kuruyor.
Ekiyor, biçiyor...
Geriye kalan hayata ekip, biçtiklerinle yaşamak değil mi zaten?
Sonuçta her geçen gün toprağa döneceğimiz günler yaklaşıyor diye düşünüyoruz.
Yaşarken, yarın ölecekmiş gibi kurmadan, hiç ölmeyecekmiş gibi vicdana zarar vermeden yaşayalım.
Maalesef toprağın daveti her zaman geçerlidir.
Her an bu davet günün geleceğinin bilincinde olarak, yararlı ve huzur içinde yaşayalım.
“Ölüm Allah’ın emri ama ayrılık en acısı…”